Polimer yağlayıcı diz cerrahisinin yerine geçebilir!
ABD'deki araştırmacılar, artirit bulunan kişilerde sentetik bir polimerin eklem kıkırdağı için daha iyi bir yağlayıcı olabileceğini iddia ediyor. Polimer vücutta, şu anda kullanılan takviye yağlayıcılar gibi parçalanmıyor.
Mark Grinstaff ve Boston Üniversitesi'nden bir ekip yüksek molekül ağırlıklı poli (7-oksonorbornen-2-karboksilat) bileşiğini geliştirecek bir yol buldu. Polimerin karboksilat yan grupları var ve bu yüzden hiyaluronik asitle kimyasal olarak benzerlik gösteriyor; hiyaluronik asit, dizler gibi eklem yerlerinin yağlanmasına yardımcı olacak eklem akışkanını oluşturan doğal bir karbohidrat esaslı polimerdir.
Grinstaff, birkaç yıl önce, polimerlerini yapmak için kullandıkları halka açılma metatez polimerleşmesi (ROMP) tepkimesi üzerinde çalışıyordu. Böylece çok daha uzun zincirler yapma olanağı doğuyordu. Grinstaff, şöyle diyor:
“1-200.000 arasındaki moleküler ağırlığa sahip olmak yerine, 2,5 milyona kadar çıkabiliyoruz. Polimerler bu kadar büyüdüğünde, reolojik özellikleri değişiyor – bunu, bu polimerleri suda çözdüğümüzde kaygan olduğunu tespit edince anladık”.
Bu özellik araştırma ekibine polimerin osteoartirit tanısı konmuş kişilerin eklem yerlerinde takviye yağlayıcı olarak nasıl faydalı olabileceği konusunda düşünmeye sevk etti. Üretilen düşünceye göre bu polimer bir ürüne dönüştürülecek, bu ürün birinin dizine enjekte edilecek, ağrıyı azaltacak ve tam diz değiştirme ameliyatlarına duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracak.
Grinstaff yüksek moleküler ağırlığın, polimerin eklem yerinde daha uzun durmasını sağlayacağını, eklem yerinden akıp gitmesinin güç olacağını söylüyor. Burada karbohidrat iskeletine dayanmadığı için eklem sıvısındaki enzimlerden de etkilenmeyeceğini de ekliyor. Çapraz bağlı hiyaluronik asit çözeltilerine dayanan, şu anda kullanılmakta olan ürünlerden farklı olarak, yağlayıcı etkisini daha uzun göstermesi bu yüzden mümkün olacak.
Birleşik Krallık'taki Londra Kraliyet Koleji'nde çalışan Philippa Cann, bunun ilginç bir yaklaşım olduğunu söylüyor. Ancak, makalede tarif edilen reolojik deneylerden gereğinden çok sonuç çıkarıldığı yönündeki endişelerini belirtiyor. Cann, şöyle diyor: “Bu polimerler fizyolojik olarak daha uygun koşullarda denenmelidir”.
Araştırma ekibi kadavralardan alınan insan eklemindeki polimeri kullanarak bazı deneyler yapmış ise de, Cann zaten eklem sıvısının mevcut olduğu bir eklem yerine polimeri enjekte etmek ile kadavra üzerinde çalışmak arasında fark olacağını söylüyor, ayrıca kıkırdak hasar görmüş ise yine farklılık olacağını belirtiyor.
“Eklem içinde olanlar ile polimerin nasıl etkileşimlerde bulunacağını anlamak önemlidir” diyor.
Kaynaklar
http://www.rsc.org/chemistryworld/2013/04/polymer-lubricant-stops-knee-replacement-surgery
M Wathier et al, J. Am. Chem. Soc., 2013, 135, 4930 (DOI: 10.1021/ja400695h)